12 Haziran 2012 Salı

28 nisan tarihli arılarımın durumu, 9-10 çıtayı dolduranlara kat verildi.
Bu yıl deneme amaçlı katları alta bütün ham petek doldurarak vermiştim 
Fakat arılar yeterli petek kabartmadılar , petek kesme yaptılar , Ana arı aşağı kata inerek yumurta atmadı, tabi bunun çeşitli sebebleri olabilir ; yetersiz arı nufusu, yetersiz nektar akışı gibi. Yukarı kat sıcak olduğundan ana arı aşağı inmiyor olabilir. bende yebiden düzenleme yaptım .
Katı tekrara aşağı aldım yukarı sadece 2 adet kapalı yavru , duvar çıtası olarak bir ballı çıta yanınada ham petek girdim yavru zincirini bozmamış oldum,
Arıcılık tecrübe isteyen bir uğraş okumak mutlaka bilgi sahibi yapıyor ama en iyisi tecrübe ,, ata sözlerimizin dediği gibi bir musibet bin nasihattan iyidir . fakat olayın doğrumu yanlışmı olduğunu idrak edebilmek için yine bilmek gerekir , bilmeninde yolu  okumak ,araştırmak,sormak vs..

 

 

3 Haziran 2012 Pazar

ARILIĞIM

Arılığımdan manzara ; Necip Fazılın "kıvrım kıvrım akarya" dediği sakarya kenarında.
SAKARYA 
İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya;
Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.
Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak;
Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak.
Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir;
Oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir.
Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kâinat;
Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat!
Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne,
Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine;
Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için.
Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin?
Rabbim isterse, sular büklüm büklüm burulur,
Sırtına Sakaryanın, Türk tarihi vurulur.
Eyvah, eyvah, Sakaryam, sana mı düştü bu yük?
Bu dâva hor, bu dâva öksüz, bu dâva büyük!..

Ne ağır imtihandır, başındaki, Sakarya!
Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?

İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal.
Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal,
Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan;
Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan.
Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu ân;
Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an!
Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu;
Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu?
Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna;
Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna?
Mermerlerin nabzında hâlâ çarpar mı tekbir?
Bulur mu deli rüzgâr o sedayı: Allah bir!
Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler;
Sakarya, kandillere katran döktü geceler.

Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya,
Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!

İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su;
Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu.
Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek;
Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?
Kafdağını assalar, belki çeker de bir kıl!
Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl!
Sakarya; sâf çocuğu, mâsum Anadolu'nun,
Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun!
Sen ve ben, gözyaşiyle ıslanmış hamurdanız;
Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız!
Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader;
Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!
Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz;
Sen kıvrıl, ben gideyim, Son Peygamber Kılavuz!

Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya;
Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya!..

Necip Fazıl KISAKÜREK

20 Şubat 2012 Pazartesi

Tel Altlıklı Kovan Tabanı

 Tel Altlğın kovana montajı iki şekildede yapılabilir, yanlardan kelepceleyerek veya pervazlarla altlığı sabitleyerek.
 Arkadan Görünüş

                                     


                                     
Önden Görünüş